KAVRAMLAR NEDEN DEĞİŞTİ?...
ALLAH NE DİYOR? KİME DİYOR? NE ANLAMALIYIZ?...

Bahçe Sahipleri Kıssası

(Kalem Suresi, 17-35 Ayetleri meal ve Tefsiri)
[Onları bahçe sahipleri (ASHABU'L-CENNE) gibi sınayacağız. Hani o bahçe sahipleri ürünlerini sabah erken gelip toplamak için sözleşmişlerdi.
Oysa Allah’ı hiç hesaba katmıyorlardı. Derken onlar uyurken öyle bir afet geldi ki bahçeye kiran girdi, sabaha her şey sararıp soldu.
Sabaha yakın birbirlerine seslendiler; " Haydi, erkenden gidip ürünü toplayalım." Yolda gelirken aralarında şöyle konuşuyorlardı; "Yoksulun biri gelip de istemeden hepsini toplayalım." Sırf yoksula vermeyi engellemek için erkenden gittiler. Fakat bahçeyi gördüklerinde "Yanlış gelmişiz" dediler. Mırıldanarak "Yo, kesinlikle burası! Ama galiba asil engellenen biz oluyoruz." dediler. İçlerinde en insaflı olanı; " Ben size Rabbinizi hesaba katin dememiş miydim?" dedi. Anladılar işi ve "Rabbimiz gerçekten çok büyüksün! Açıkçası bizler sana haksızlık etmişiz" dediler.
Sonra dönüp birbirlerini suçlamaya başladılar; "Yazıklar olsun bize; nasıl da gözümüz dönmüş? Sonunda" Belki Rabbimiz ondan daha hayırlısını verir. Allah'tan ümit kesilmez; O'nu hesaba katmayı öğrenmeliyiz" dediler.
İste böyledir afet! Ahiretin/geleceğin azabı ise çok daha büyüktür, ah bir bilselerdi! Sakınanları Rabbinin yanında mutluluk cennetleri bekliyor.
Biz teslimiyet gösterenleri (MÜSLÜMAN) günaha batmışlar gibi yapar mıyız?]
 
ASHABU'L-CENNE: "Bahçe sahipleri" demektir. Görüldüğü gibi Kuranın Nüzul sırasına Gore anlattığı ilk kıssa budur. Kıssanın konusunun zenginlik-yoksulluk meselesi olduğuna dikkat ediniz. Kuran lisanında "Bahçe sahipleri" terimi mülk (servet ve kuvvet) sahiplerini ifade ediyor. Esasen "üsttekileri" ifade eden sembolik bir terimdir. Cağımızda "burjuvazi" dediğimiz sınıfa tekabül eder. Su halde bahçe sahipleri kıssası servetine asri güvenen iki zenginin bencilliğini, hırsını, açgözlülüğünü anlatır. Onca servetlerine rağmen yoksulluk meselesine Fransız’dırlar. Öyle ki bahçelerinden (servetlerinden) yoksullar gelip de almasın diye sabah erkenden kalkıp gidecek kadar bencil, açgözlü ve Allah’ı (kimsesizi, yalın ayaklıyı, yoksulu, öksüzü) hiçe sayar havadalar. Ama sabah geldiklerinde bir afetin çöktüğünü görmüşler ve onca servet yok olup gitmiştir...
 
Böylesi bahçe sahipleri o devirde bilfiil yasamış da olabilir. Nitekim rivayetlere göre Müslüman olan birisinin Sena’ya yakın bir yerde, içinde hurmalıkları ve ziraata elverişli arazilerin bulunduğu bir bahçesi (serveti, mülkü) vardı. Bu kimse hasat zamanı bu bahçede bulunan her şeyden yoksullara vermekteydi. Ölünce bahçe oğullarına kaldı. Bunlar "Yoksullara urun filan veremeyiz, zaten urun de az, bize bile yetmiyor. Artık babamızın yaptığını yapmayacağız" demeye başladılar. (Razi, Ibn-i Kesir, Kurtubi).
 
Bu nedenle bir gün erkenden kalkıp bahçeye giderek yoksullar gelmeden bütün ürünleri toplamak istediler. Bu hırsla geldiklerinde bir de ne görsünler bahçeye kiran girmiş, afet her şeyi mahvetmişti Demek ki, "mal da yalan mülk de yalandır. Mülk sahibi olmak, bir emaneti üstlenmek demek olduğundan onu yoksullardan ve ihtiyaç sahiplerinden saklamanın, kaçırmanın bir anlamı yoktur. Onda yoksulların hakki vardır. Esasen onların yoksullaşmasının sebebi bizim elimizde tuttuğumuz Bahçelerimizdir. Çünkü bahçe (mal ve mülk) bizim yarattığımız bir şey değildir ve önemi yoktur. Her an yok olabilir, elimizden çıkabilir. Bir afet gelip çatmadan önce yoksulluların hakkini vermeli ve fazla olanı elimizde tutmamalıyız...
 
Kıssanın başında (bahçe sahipleri) sonunda da baslarına gelenlere (Iste böyledir afet!) dendiğine dikkat ediniz... Demek ki, herhangi bir savaş, işgal, toplumsal yıkım, açlık, kitlik, sosyal çöküş ve "küresel krizler" de birer afettir. Çünkü insanlar bu durumlarda hep azap çekerler. Ancak bütün bunlar kavmin zenginlikten şımarmış ileri gelenlerinin (mele-i mutref) yaptıkları yüzündendir. Onlar dünyayı yaptıklarıyla cehenneme çevirirler.
 
MÜSLÜMAN: Sözlükte [SLM] koku mastar olarak "Kabul eden, teslim eden, teslimiyet gösteren, kendini ayıpsız kusursuz hale getiren" demektir. Kabul etmek, teslim etmek, teslimiyet göstermek (İslam), bir isten kurtulmak, beri olmak, sağlam olmak, ayıpsız olmak (salim, selamet), barış, sulh (selam), mal sonra para pesin alışveriş yapmak (selem), barışa girmek, barış yapmak (silm), teslim edilen şeyi almak (tesellum), sulhleşmek, barışmak (tesalum), şaşmadan yolun devamlı ortasından yürümek (istislamu t-tarik), dokunmak için Hacer-i Esved'e doğru yürümek (istilam), merdiven (sullemu), yürüyen merdiven (sullem mutenakkil) kelimeleri aynı köktendir...
 
"Müslüman" isminin Nüzul sırasına Göre Kuranda ilk geçtiği yer burasıdır. Su anki söylenişi, Arapça Müslim tabirinin Farsça muselman olarak okunmasının Türkçeye uyarlanmış halidir.
Kuran lisanında İslam
1-Samimiyet, içtenlik, cani gönülden, candan (ihlas)
2-Kabul etmek, benimsemek (ikrar) manalarında kullanılmaktadır.
(Mukatil b. Suleyman, Ragip).
 
Kelime köküne uygun olarak vahyin iniş surecinde giderek "Allah ile yürüyen" anlamı kazandığını görüyoruz. Kuranda da bu manada kullanıldığı yerler vardır.
 
Örneğin; "Yoksa onlara özel yürüyerek çıkılan merdiven (sullem) var da çıkıp dinliyorlar mı?" (Tur: 52/38).
Keza "Allah dedi: Bu Benim üzerime aldığım/Benim ile yürünen dosdoğru yoldur" (Hicr: 15/41) gibi.
Yani bizzat ve bilfiil, hemen simdi, yasayan hayatin gündelik akışı içinde Allah’ın emir ve yasaklarına doğrudan uyan, tabi olan, onunla olan demektir.
Tarihte ataları bu isi yapmış olanlar veya doğduğunda kendinden habersiz nüfus cüzdanına Müslüman yazılmış olanlar değil.
 
Bu belki bir tur "kültürel Müslümanlık" ifade edebilir. Ancak bunun Allah katında ne anlamı olabilir?
İste "yürüme" tabiri, bu bizzat, bilfiil ve hemen simdi oluşu, yasayan canlılığı ve hareketi ifade etmektedir.
 
"Müslüman" tabirinin Nüzul sırasında ilk kez bahçe sahipleri kıssasının sonunda geçmesi de ilginçtir.
Verilmek istenen mesajın bahçe sahiplerinin mal ve mülkleri konusunda Allah'a teslimiyet göstererek, her şeyin O'na ait olduğunu kabul etmeleri, Allah’ın özellikle "mülk" konusundaki hakkini teslim etmeleri, bu konuda sahiplenme ve bundan kaynaklanan şımarıklık içine germemeleri olduğu anlaşılıyor.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol