Kıssa, Menkıbe, Mitoloji
Kıssanın dışında bir de menkıbe vardır. Menkıbe hikayelendirmek demektir.
Menkıbede denklik yoktur. Kıssada denklik vardır. Kur’an menkıbe anlatmaz, bir olayı mitolojileştirmez, dengiyle anlatır. “Senden önce meydana gelmiş olayların haberlerini sana kıssa olarak anlatıyoruz. (Hud, 100)” der.
Edebiyatta buna öykülendirme diyoruz. Öykülendirme kendi içinde ikiye ayrılır. Gerçeküstü öykülendirme ve toplumsal gerçekçi öykülendirme. Gerçeküstücü öykülendirme, metafizik olayları veya gerçeküstü bir olayı kavratmak için dış dünyada olmayan, şu an mevcut olmayan bir takım olayları durumları kişi haline getirerek konuşturarak anlatmaktır.
Örneğin Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig kitabı. Dönemin hükümdarına yazılmış bir nasihat kitabıdır. Burada 4 kişi konuşur. Onların her birine Kün-Togdı, Ay-Toldı, Ögdülmüş, Odgurmuş diye isimler verir.
Aslında bu 4 şeyle kastedilen adalet, akıl, mutluluk ve gelecektir.
Bu 4’ünü birbiriyle konuşturur. Bununla hükümdara nasihat etmektedir.
Bunlar gerçek şahıslar değildir.
Buna edebiyatta teşhis ve intak sanatı denir.
Görünmesi mümkün olmayan varlıkları görünür hale getirmeye “teşhis”, konuşması mümkün olmayan varlıkları konuşur haline getirmeye de “intak” denir. Bir örnek verelim.
FATİHA SURESİNİN TEŞHİS VE İNTAK SANATIYLA ANLATIMI
Fatiha Suresinin okunuşu:
Fatiha Suresinin anlamı:
-Kul "elhamdü" dediğinde
-Allah, "Hamd (övgü) kime mahsustur?" diye sorar,
-Kul da "lillahi” diye cevap verir.
-Allah, “lillahi (Allah) kimdir?" diye sorunca
-Kul "Rabbilalemin” der.
-Allah, "Alemlerin Rabbi (Her şeyin sahibi) kimdir?" buyurunca
-Kul "Errahmanirrahim" der.
-Allah, "Rahman ve Rahim (Sevgi merhameti sonsuz) kimdir?" der.
-Kul "Malikiyevmiddin" der. Bunun üzerine
-Allah, "Ey kulum, din gününün sahibi benim" der.
-Kul, "iyyake na'budu ve iyyake nestein” “(yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz)" deyince…
-Allah, “Ey kulum, mademki yalnız bana kulluk edip yalnız benden yardım istiyorsun, o halde istediğini dile ki sana verilsin" buyurur.
-Kul "ihdina; bize hidayet et" deyince
-Allah, "Hangi hidayeti istiyorsun buyurur.
-Kul "Sıratal müstakim; "Sirat-i müstekimi, doğru yolu" deyince
-Allah "Hangi doğru yolu istiyorsun?" diye sorar.
-Kul "Sıratallezine en'amte aleyhim" "Kendilerine en'am (Nimetler verilen) ettiğin bahtiyarların yoluna" deyince
-Allah "Ey meleklerim, siz de şahit olun ki ben bu kulumu, kendilerine nimet verdiğim peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve Salihlerle beraber kıldım" buyurur.
-Kul, "Gayrilmağdübi aleyhim veleddallin. Ne o gazap olunanların ne de sapkınların" deyince
-Allah tekrar meleklere, Şahit olun ki ben bu kulumu nimet verdiğim kimselerden kıldım, gazaba uğramışlardan ve sapkınlardan eylemedim" buyurur.
-Kul ile birlikte tüm melekeler Amin der…